Ahlat, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van bölümünde, Van Gölü’nün kuzeyinde yer alır. Van Gölü’nün kuzey batı tarafında, göle doğru eğimli platolar üzerine kurulmuştur. Bu eğim, ilçemizin, harika bir göl manzarasına sahip olmasını sağlamıştır.
Ahlat, tertemiz plaj ve kumsalları, tarihi dokusu, ülkemizin en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü ile Akdeniz’i aratmayacak güzellikler ile doludur. Turizm gelecekte Ahlat’ın en önemli faaliyet alanı olma yolundadır. Çünkü doğal güzelliklerinin yanında kümbetler, camiler, kaleler, mezar taşları, hamamlar, köprüler ve daha bir çok tarihi eser ve arkeolojik kalıntı ile Ahlat dünyada ender rastlanabilecek bir müze kenttir.
Nemrut ve Süphan Dağı’nın eteklerinde bulunan Ahlat, Urartulardan günümüze kadar çeşitli devlet ve hanedanların idaresinde kalmış, geçmişteki ihtişamını günümüze kadar sürdüren bir Oğuz Taifesi Şehridir. Ahlat Türklere kucak açan ilk şehir olmanın yanında, Kayı boyunun Anadolu’da İstanbul’dan sonra en uzun süre yaşadığı bir ata yurdudur. Anadolu´da ilk Türk yerleşmesi Ahlat´ta olmuştur. Selçuklu Sundukoğlu ve Ahlat Şahlar Beyliği burada kurulmuştur. Kayı Boyu´nun Anadolu´da ilk uğrak yeri, Ertuğrul Gazi´nin doğduğu, Türklüğün harman olduğu yerdir. Ahlat; Anadolu´nun fethinde, Türkün güvenle oturduğu, kışladığı, at koşturduğu, 1071 kutlu zaferini hazırlayan sarp ve müstahkem bir kaledir. Alparslan´ın garnizonu Ahlat’tadır.
Ortaçağ Türk- İslâm dünyasının en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Ahlat, yetiştirdiği sanatkârlar ve bilim adamlarıyla İslâm âleminde haklı bir üne kavuşmuş yetiştirdiği sanatkarlar, bilim adamları ile Anadolu, Bağdat, Şam, Halep, Kahire, Horasan ve Buhara gibi islam memleketlerinde haklı bir üne ulaşmış ve "Kubbetül İslam" gibi yüce bir sıfatla anılmıştır. Türk Kültür ve Medeniyetini ezelden ebede en iyi tarif edecek abidevi mezar taşları, kümbetler, camiler, kaleler, Budist mabedi, hamamlar, köprüler ve daha nice arkeolojik kalıntı ile Ahlat bir açık hava müzesidir.
XII. yüzyıldan itibaren Ahlatşahlar hanedanının başşehri olan Ahlat İslâm aleminin en büyük şehirlerinden biri haline gelmiş ve tarihinin en parlak devrini yaşamıştır. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’in dedeleri, Kayı aşireti de bu arada Ahlat’a gelip 170 yıl burada kalmışlardır.
Ahlat, gizemli doğal güzellikleri, Nemrut´un eteğindeki Krater Gölü, Van Gölü, Sütey Yaylası, taşların eserlerde dile geldiği ve bir dantela gibi işlendiği yeryüzü cennetidir.